ASAT'tan Şehir İçin 500 Milyon TL'lik Yeni Altyapı Yatırımı!

Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, şehrin uzun zamandır bekleyen altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için 500 milyon TL'lik yeni kanalizasyon şebekesi projesini başlatıyor.

ASAT'tan Şehir İçin 500 Milyon TL'lik Yeni Altyapı Yatırımı!

Bize kadar ulaşan tarihi süreçte Musevilerin, Rumların, Ermenilerin ve Türklerin bir arada yaşadığı kozmopolit bir bölge olan Balat, misafirlerini bekliyor.

İstanbul'un tarihi yarımadasının en dikkat çeken yerlerinden biri olan Balat'ta, yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip olan Ioannes Prodromos Kilisesi - Tur-i Sina Manastırı - Metekhion, ne yazık ki bir çöplüğü andırmakta. Tarih boyunca doğal afetler ve insan faaliyetleri nedeniyle zarar görse de, bu köklü yapı bugüne kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Ancak şu an, piknik yapanların dikkatsizce bıraktığı atıklar nedeniyle zor bir dönem geçiriyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte yerli ve yabancı turistlerin ilgisi arttı. Balat’ın tarihi ve renkli sokakları, yüzlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Özellikle mangal yaparak piknik edenlerin yoğun olduğu günlerde, bölgenin en işlek noktası, yerli halkın ve turistlerin kalabalığına maruz kalıyor. Özellikle ziyaretçi alımının kapatıldığı Turi Sina Kilisesi yakınlarında, piknik yapanlar, atıklarını tarihi yapının etrafına bırakıyor. Zaman geçtikçe bir çöplüğe dönüşen bu tarihi manastır, temizlik ve düzen bekliyor.

İstanbul'un önemli yapılarından biri olan Ioannes Prodromos Kilisesi - Tur-i Sina Manastırı - Metekhion, etrafını çevreleyen çöp yığınları arasında varlığını sürdürmeye çalışıyor. Balat İskele Caddesi ile Mürsel Paşa Caddesi arasında bulunan bu manastır, Hıristiyanlar için oldukça önemli bir yere sahiptir. Zira burası, Mısır'daki dünyanın en eski Hıristiyan manastırı olan Tur-i Sina'nın İstanbul’daki temsilcisidir...

Bazilika planıyla inşa edilmiş olan bu yapı, üç nefli olup, Ikonostasis'in üst kısmında Hz. İsa'nın yaşamına dair sahneler yer alıyor. Altta ise sırasıyla Hagios Stephanos, İoannes Prodromos, Meryem ve Çocuk İsa, Hz. İsa, İoannes Prodromos, Hagia Katherina ve Üç Hekim Azizleri bulunmaktadır. Naosun orta kısmındaki Pantokrator İsa figürü, kemer yüzlerinde de Havari portreleriyle tamamlanmaktadır.

"TUVALETİNİ YAPANI BİLE GÖRDÜM"

Balat'ta yaşayan Neval Türk, kilisenin çevresindeki kirliliğe dikkat çekerek, "İnsanlar neden yediklerini çöpe değil de buraya atıyorlar, aklım almıyor. Burası Balat'ın merkezi; turistlerin en çok kullandığı yol. Çöplerini çöp kutusuna atmayı bilmeyen insanlar burayı mangal yeri olarak kullanıyor. Çöplerini yeşil alana ve hemen yanındaki tarihi yapının etrafına bırakıyorlar. Özellikle tuvaletlerini bu tarihi binanın dibine yapanları bile gördüm. Kalabalığa aldırış bile etmiyorlar. Bu tarihi yapının bu şekilde çirkin bir görüntüye maruz kalmasını hazmedemiyorum. Yazık! Burası bizim önemli miraslarımızdan biri. Bu kilise şu an kapalı ama nihayetinde burada ibadet yapılmış bir yer. Çöp atılıyor etrafı idrar kokuyor. Semtimizin turistik değeri de göz önünde bulundurulduğunda, bu durum ülkemiz ve kültürümüz açısından son derece utanç verici," ifadelerini kullandı.

"AYNISI CAMİLERİMİZE YAPILSA HOŞ OLUR MU?"

Şehir dışından Balat’a gelen bir ziyaretçi, karşılaştığı manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. Mangal kokuları arasında tarihi kiliseleri gezdiğini belirten bu kişi, “Buraya gelirken ilk olarak mangal yapan kalabalık dikkatimi çekti. Ardından rotamızı izlerken Tur-i Sina Kilisesi'ne uğradım. Tarihçesini okuyup yaklaştım. Ancak gördüğüm manzara bana üzüntü verdi. Burası Hıristiyan vatandaşların kutsal bir mekanı. Aynısı bizim camilerimize yapılsa hoş olur muydu?” dedi.

Dıştan ölçüleri 29.48 x 15.65 m olan bu kilisenin yüksekliği yaklaşık 9 metredir. 1334 tarihli belgelerde Avcıların Prodromosu ve Vaftizcisi olarak anılmaktadır. 1394 yılında ise Nikolos'un Kilisesi olarak geçmektedir. 1604 tarihli Patekaris Listesi'nde kaydı bulunan bu kilise, 1623'teki padişah fermanıyla 'Ay Ayni' adıyla anılarak onarılması için izin verilmiştir. 1640'ta yanmış olan kilise, Rus elçisinin yardımıyla tekrar restore edilmiştir. Zamanla harap olan yapı, 1729 yılında Sina Manastırı tarafından yenilenmiş ve ardından manastırın keşişlerinden biri için ikamet yeri olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzdeki hali ise Ahilleas Elisabet Kommenos ailesinin katkılarıyla yeniden inşa edilmiştir.