Hukuk Fakülteleri İçin Uyarı Zamanı! Mezunların Yüzde 76'sı Barajı Geçemedi!
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nda yalnızca %23,81 başarı sağlanması, Türkiye'deki hukuk eğitim kalitesini sorgulatıyor. Daha İyi Yargı Derneği, başarısızlığın öğrencilerden çok mevcut sistemle ilgili olduğunu belirterek, kapsamlı reform taleplerinde bulundu.

Hukuk eğitiminin kalitesi Türkiye'de yeniden gündeme geldi. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 27 Nisan 2025 tarihinde Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nın sonuçlarını açıkladı. Bu sonuçlar, ciddi kaygılara yol açtı. Sınava katılan 5 bin 818 hukuk fakültesi mezunundan yalnızca yüzde 23,81’i başarı kriteri olarak belirlenen 70 puanı aşabildi. Bu oran, geçen seneki yüzde 42,67 oranına göre dikkate değer bir gerileme gösteriyor.
Uzun süredir eleştirilen düşük kalite sorununa rağmen, Türkiye'de 300'den fazla hukuk fakültesi mevcut ve mezun sayısında sıkıntı yok. Ancak bu mezunların mesleğe ne kadar hazır olduğu sorusu giderek daha büyük bir önem arz ediyor. Halkın yargı konusundaki memnuniyetsizliği, sadece yapısal ve siyasî nedenlerle değil, aynı zamanda nitelikli insan kaynağı eksikliğinden de kaynaklanıyor.
Daha önce Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hukuk fakültelerine girişte puan barajı getirilmişti. Ancak bu önlem, son sınavın sonuçlarıyla yetersiz kaldığı anlaşıldı. Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS), kamu görevlerine atanma sürecinde hukukçuların geçmeleri gereken bir aşama olarak tasarlanmıştı. Bu yıl ikinci kez düzenlenen sınav, mezunların mesleki yetkinliklerinin yetersiz olduğunu ortaya koymuş durumda.
DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ: "SİSTEM GENÇLERİ UMUTSUZLUK İÇİNE SÜRÜKLÜYOR"
10 Haber'in aktardığına göre, sınav sonuçları üzerine değerlendirmede bulunan Daha İyi Yargı Derneği, başarısızlık oranlarının öğrencilerden değil, mevcut sistemin kendisinden kaynaklandığını dile getirdi. Dernek, "Eğer bu başarısızlık oranları devam ederse, her yıl mezun olan yaklaşık 20 bin hukukçunun 15 bini meslek hayatına atılamayacak. Gençler, sisteme, yöneticilere ve en kötüsü ülkeye sırtlarını dönecek" ifadelerini kullandı.
"BU BAŞARISIZLIK ÖĞRENCİLERİN DEĞİL, SİSTEMİN SONUCU"
Dernek, yargı sisteminin en temel amacının kaliteli hizmet sunmak olmadığını, ayrıca kalite standartlarının belirlenip benimsenmediğini savundu. Yargı kurumlarının daha esnek ve hesap verebilir bir yapı kazanmadığına dikkat çekti. Açıklamaları şöyleydi:
"Hukuk eğitimi, mevcut yargı sisteminin gerçek gereksinimlerine göre şekil almıyor. Eğitim ve hizmet anlayışı, çoğunlukla yöneticilerin önyargıları ve gerçeklerden bağımsız varsayımları doğrultusunda sürdürülüyor. Toplumda kaliteli yargı hizmeti sunulamıyor; gençlerin umutları sürekli kırılıyor."
SINAVIN ŞEFFAFLIĞI TARTIŞILIYOR
Dernek, HMGS'nin daha şeffaf ve bütünsel bir ölçme-değerlendirme sistemiyle tasarlanması gerektiğini savundu. Ayrıca sınav sorularının kamuoyuyla paylaşılması hususunda çağrıda bulundu. "Sınavın geçerliliğini ve amaca uygunluğunu kamuoyunun denetlemesi gerekir. Bunun için soruların yayımlanması şart" denildi.
DAHA İYİ YARGI DERNEĞİ’NİN ÖNERİLERİ:
Yargı sisteminin nihai hedefi, kaliteli hizmet sunmak olmalıdır; kalite unsurları da toplumsal mutabakatla belirlenerek oluşturulmalıdır.
Yargı kurumları, kalite standartlarına uygun şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
Hukuk mesleklerine giriş, mesleki kariyer planlamalarına göre düzenlenmeli; teori ve pratik arasında sıkı bir bağ olmalıdır.
Eğitim ve sınav sistemleri, etik değerlere ve karar verme yeteneğine sahip bireyleri seçecek bir anlayışla düzenlenmelidir.
Sınavlar, mesleki başarıyı yansıtacak güvenilirlik ve geçerlilik kriterlerine uygun olmalı; başarı oranları yüzde 50 ila 70 arasında yer almalıdır.
Hukuk mezunlarının istihdamı için yenilikçi modeller geliştirilmesi; büyük ölçekli işletmelerde hukuk mezunlarına yöneticilik fırsatları sunulması teşvik edilmelidir.
A’DAN Z’YE REFORM ÖNERİLERİ
Daha İyi Yargı Derneği’nin “A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu” başlıklı raporunda, yargı hizmetlerinde kaliteyi artıracak bir yol haritası dokuz ana başlık kapsamında sunuldu. Bu öneriler, Avrupa Birliği'nin "Avrupa'nın Geleceği" temalı çalışmalarında da ele alındı. Dernek, yalın, hızlı ve adil bir yargı sistemi oluşturmanın yalnızca hukukçuların değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Türkiye'deki hukuk eğitiminin durumu, yalnızca akademik bir meseleden ibaret olmayıp; toplumsal adalet, hukukun üstünlüğü ve demokratik sistemin sürdürülebilirliği açısından da kritik bir öneme sahip. Sınav sonuçları, bu alanlarda derin reform ihtiyaçlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.